HAYDİ ERZURUM AŞIYA
29 Temmuz 2021, Perşembe

 

 

 

 

 

 

 

Aşı,  bireyin sağlık hakkının temel bileşeni olup koruyucu sağlık hizmetlerinin en başarılı önlemlerinden biridir. Tüm dünyada aşı ile önlenebilir hastalıklar rutin aşı programları ile büyük ölçüde azaltılmış olup aşılama yoluyla her yıl yaklaşık 3-5 milyon ölüm önlenmektedir. Bağışıklama temel amaç toplumda önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek ve bu hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin önüne geçmektir. Sağlıkla ilgili kazanımların yanı sıra; ekonomik ve sosyal kazanımlarda aşılama uygulamalarının başarısı olarak değerlendirilmelidir. Aşılama çalışmalarının en temel kavramı toplum bağışıklığıdır.  Bulaşıcı hastalıklara karşı toplumun kritik bir oranının aşılanması durumunda salgın çıkması olasılığı azaldığı için toplumun tüm üyeleri de korunmaktadır. Toplum bağışıklığı eşikleri %80-95 arasında değişmektedir.

Dolayısıyla toplum düzeyinde aşı ile önlenebilir hastalıkların kontrolü için yüksek aşılanma oranlarına ulaşmak gerekir.

Aşı tereddüdü ya da aşı kararsızlığı nedeniyle aşıyı reddeden kişi sayısının artması Covid salgınıyla mücadele elde edilen kazanımların kaybedilme riskini artırmaktadır. Aşı karşıtı söylemlerin başlıcaları, aşıların içeriğinde bulunan kimyasal maddelerin insan sağlığına zararlı olduğu, aşı üreten firmaların para kaygısı olduğu ya da doğal yollarla da bu hastalıklardan korunmanın mümkün olduğu ile ilgili söylemlerdir. Aşı karşıtı fikirlerin bilimsel dayanağı olmasa da hızlı bir şekilde medya ve internet üzerinden yayılma olanağı bulmakta ve bu yolla toplumun aşılara güveni azalmaktadır.

Aşılama sonucu azalan bazı hastalıkların toplumda unutulmuş olması, aşılarla ilgili yanlış ve çarptırılmış bilgilere rahatlıkla ulaşması çeşitli alternatif tıp uygulayıcılarının ve medyatik kişilerin yanlış yaklaşımları insanların sağlıklı karar vermelerini etkilemektedir. Oysaki şimdiye kadar gerek ulusal gerekse küresel düzeydeki tüm salgınlar aşı ile sonlandırılmış olup Covid 19 hastalığı içinde en etkili ve kesin çözüm aşılanmadan geçmektedir.

Toplumsal bağışıklık sağlanarak salgın önlenmezse eğer maalesef eski yasaklı günlere geri dönüş kaçınılmaz olacaktır. Çalışanlar işinden, öğrenciler okulundan, çocuklar eğlencelerinden, insanlar sevdiklerinden uzak kalmaya devam etmek zorunda kalacaktır. Maalesef uygulanmak zorunda kalınacak bu yasaklar neticesinde birçok insanımızda ekonomik, sosyolojik, eğitim ve psikolojik anlamda ciddi ve kalıcı hasarlar bırakacaktır.

Sonuçta bilinmelidir ki;

Bir toplumda bağışık bireylerin oranı azalırsa salgınlar ortaya çıkar. Bu nedenle aşı olup olmama kararı sadece o kişiyi değil tüm toplumu ilgilendirir ve aşı karşıtlığı bir Toplum Sağlığı sorunudur.

Aşılama hizmetleri kanunsal bir sorumluluktur. Bu nedenle kamuoyunun bilimsel veriler ışığında aşıyla korunabilen hastalıklar konusunda aydınlatılması ve kişilerin bağışıklama ile korunması konusunda yasal düzenlemelerin yapılması gereklidir.

Medya platformlarında (sosyal medya dâhil) yer yer alan aşılama ile ilgili bilgi kirliliği önlenmeli, aşıyla ilgili bilimsel gerçeklerle toplum aydınlatılmalıdır.

Aşı ile önlenen tüm hastalıklarda olduğu gibi Covid salgınında da en etkili ve güçlü silahımız aşıdır.

Unutulmalıdır ki;

Bu salgın tüm dünyaya yayan tek bir kişiden yayılmıştır. Bu nedenle birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için diyerek bugünden itibaren herkes aşısını yaptırmalı ve el ele vererek Covid illetinden hep birlikte kurtulmalıyız.

Ülkemizin ve milletimizin yaşadığı her türlü sıkıntıda ön saflarda yer alarak sorumlu bir davranış sergileyen bir sivil toplum örgütü Sağlık-Sen Erzurum Şubesi olarak buradan haykırıyoruz..!

Haydi, Erzurum aşıya

Haydi, Türkiye aşıya

PAYLAŞ :